12. Anneler Üniversitede Okulu başladı

17 Aralık 2025 Çarşamba

12. Anneler Üniversitede Okulu başladı

Üniversitemiz Kadın Aile ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi (KATUM) tarafından Güçlü Anne Güçlü Toplum anlayışıyla 12’ncisi düzenlenen Anneler Üniversitede Okulu programı, anne ve anne adaylarının katılımıyla İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda başladı.

3 gün sürecek programda, obezite teması kapsamında annelere, sağlıklı ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite, egzersiz, kronik hastalıklarla mücadele, sağlıklı yaşam bilinci ve benzeri konularda önemli bilgiler verilecek.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılışına; Rektör Prof. Dr. Faruk Yiğit, önceki Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Prof. Dr. Samettin Gündüz, Prof. Dr. Aydın Him ve Prof. Dr. Coşkun Karaca, Genel Sekreter İhsan Ağcan, akademik-idari personel, anne ve anne adayları katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan KATUM Müdürü Doç. Dr. Özden Gezer Oğuz, bu programın, Üniversitemizin topluma açılan, en süreklilik gösteren ve en güçlü projelerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Her etkinlik, farklı temalar ve ihtiyaç alanlarına odaklanarak sürdürülmüştür. Her süreçte anneler bilgiyle, üniversite ortamıyla ve üniversitede akademik üretimle doğrudan temas etme imkânı bulmuştur. Bu süreklilik, programın yıllar içerisinde kurduğu güçlü ilişkiyi ve karşılıklı güveni açıkça göstermektedir.” dedi.

Doç. Dr. Oğuz: “Obezite evde başlayıp mutfakta ve sofrada şekillenir.”

2025 Aile Yılı kapsamında bu yılki programın Obezite teması çerçevesinde planlandığını belirten Oğuz, programda; beslenme alışkanlıkları, hareketli yaşam, kadın ve çocuk, sağlık gibi konuların ele alınacağını söyledi ve “Obezite çoğu zaman evde başlayan, mutfakta ve sofrada şekillenen bir süreçtir. Bu nedenle annelerin bilgiyle güçlenmesi, sağlıklı yaşam kültürünün aile içinde yerleşmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Program süresince alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından sunumlar yapılacak; uygulamalı atölye çalışmalarıyla bilgilerin günlük yaşama aktarılması hedeflenecektir.” diye konuştu.

Prof. Dr. Alişarlı: “Sağlığın temeli, yeterli ve dengeli beslenmedir.”

Konuşmanın ardından ilk sunumu önceki Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı yaptı. “Sağlıklı ve Dengeli Beslenme” konusunda yaptığı sunumda, ata tohumlarının önemini vurguladı. Beslenmenin ne olduğunu açıklayan Alişarlı, “Vücudun büyüme ve gelişmesi, verimli çalışması, dış etkenlere ve hastalıklara karşı dirençli olabilmesi için sağlığın temelini oluşturan yeterli ve dengeli beslenme önemlidir. Sağlığın temeli yeterli ve dengeli beslenmedir. Besin öğeleri vücudun ihtiyacı düzeyinde alınmadığında, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut dokuları yapılanmadığından yetersiz beslenme durumu oluşur. Çok alınan bazı besin öğeleri, vücutta yağ olarak birikir ve sağlık için risk oluşturur. Bu durum dengesiz beslenme olarak tanımlanır.” ifadesini kullandı.

Bir kişinin şişman olup olmadığının belirlenmesinin en iyi yolunun Beden Kitle İndeksi olarak bilinen ve kolaylıkla hesaplanan bir yöntemin kullanılması olduğuna işaret eden Prof. Dr. Alişarlı, kg olarak vücut ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplandığını söyledi.

“Obezite oranı kadınlarda daha yüksek.”

Beden kitle indeksinin 30’un üzerinde olduğu durumlarda birinci, ikinci ve üçüncü derece obezitenin görüldüğünü anlatan Alişarlı, bu durumda sağlık kuruluşuna başvurarak önerilen diyet ve egzersiz programıyla sağlıklı kilo vermenin önemine vurgu yaptı ve özetle “Obez isek, vücudumuz birçok hastalığa kapı açar. Kalp damar hastalıklarına, diyabete, hipertansiyona ve kansere kadar ilerleyen vakalara sebebiyet verebilir. Sağlık Bakanlığı da bu konuda çalışmalar yapıyor; bu kapsamda Türkiye’nin beden kitle indeksi çıkarılıyor. Geçtiğimiz aylarda ilimizi de ziyaret eden Sağlık Bakanımız, Türkiye’nin yüzde 30’unun obez olduğunu açıkladı. Obezite oranı bayanlarda daha fazla. Çok büyük bir tehlike. Bu nedenle, yeterli ve dengeli beslenmeye, sıhhatli ve doğal beslenmeye özen göstermemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve su olarak 6 grupta toplanan besin öğelerini ve vücudumuzdaki işlevlerini ayrıntılı şekilde anlatan Prof. Dr. Alişarlı, sağlıklı beslenme piramidi ve sağlıklı beslenme ilkeleri hakkında da anne ve anne adaylarını bilgilendirdi; annelerin sorularını cevaplandırdı.

Rektör Yiğit: “Analar bizim öğretmenimizdir, dua kapımızdır.”

Rektörümüz Prof. Dr. Faruk Yiğit ise ‘Ana candır, canandır, vatandır, huzur ve mutluluktur, öğretmendir, ana gibi yar olmaz, cennet analarımızın ayakları altındadır.” diyerek anneliğin önemini vurguladı ve özetle “Sizi obezite konusunda bilgilendirmek için 3 günlük bir program hazırlamışlar. İnancım odur ki, bizim size anlatacaklarımızdan çok daha fazlasını, bizim sizden öğrenmeye ihtiyacımız var. Eğer böyle bir program yapacak olsaydık bir ömür yetmezdi. Analar bizim öğretmenimizdir, dua kapımızdır. Onun için anneleri hayatta olan kardeşlerime, annelerinin kıymetlerini bilmelerini öneriyorum. Bu önemli programı düzenleyenlere de teşekkür ediyorum.” dedi.

Doç. Dr. Bolu: “DSÖ, obezite için pandemi uyarısı yaptı.”

Açılış konuşmaları ve sunumunun ardından ilk olarak Doç. Dr. Semih Bolu “Çocuklarda Obezite: Nasıl Artıyor, Nasıl Önlenebilir?” başlığı kapsamında sunum yaptı. Obezitenin önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Bolu, Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite için pandemi yani kıtalar arası salgın uyarısı yaptığını kaydetti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, son 30-40 yılda çocukluk çağı obezitesinin yaklaşık 10 kat artığına işaret eden Bolu, okul çağındaki her 5 çocuktan 1’inin fazla kilolu veya obez olduğunu, çocukluk obezitesinin de geleceğe taşınan bir sorun olarak karşımıza çıktığını söyledi ve “Obez çocukların 1/3’ü, obez ergenlerin ise yüzde 80’i erişkin yaşa geldiklerinde de obez kalmaktadır. Bu nedenle obeziteyi önlemek için çocukluk döneminde önlem almak çok önemlidir.” diye konuştu.

“Obeziteyi önlemek tedavi etmekten daha kolay.”

Çocukluk döneminde obezitenin verdiği zararlar hakkında annelere bilgi veren Bolu, özetle eklemlere aşırı yük bindiği için düz tabanlık, bacaklarda eğrilik gibi ortopedik sorunlar; koltuk altı, boyun gibi cildin kıvrım yerlerinde koyulaşma, mikroplu yaralar olması; insülin direnci ve Tip 2 diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların görülebileceğini anlattı.

Doç. Dr. Bolu, obeziteyi önlemenin tedavi etmekten daha kolay olduğunu vurgulayarak, obezitenin önlenmesinde aile-okul iş birliğinin önemine dikkati çekti.

Dr. Öğr. Üyesi Kocaağa: “Diyeti mutlaka egzersizle desteklemeliyiz.”

Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kocaağa ise “Obezite ile Mücadelede Egzersizin Rolü” başlıklı sunum yaptı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezitenin sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlandığını belirten Kocaağa, yağ dokusu oranının erkeklerde yüzde 25 ve kadınlarda yüzde 30’un üstüne çıkması durumunda obezite hastalığının oluştuğunu söyledi. Bu oranlara ulaşmadan doktorumuz tarafından önerilen diyet ve egzersiz programıyla sağlığımızı korumamız gerektiğinin altını çizdi.

Günlük fiziksel aktivitelerimizi egzersizle karıştırmamamız gerektiğini vurgulayan Kocaağa, dayanıklılık, kuvvet, esneklik ve denge olmak üzere 4 tip egzersiz hakkında annelere ayrıntılı bilgi verdi ve özetle “Egzersiz, kilo kaybının sürekliliğini sağladığından obezite tedavisinde mutlaka yer almalıdır. Egzersizle kilo verilemese bile, kardiyovasküler risk faktörlerinde düzelme sağladığı bilinmektedir. Egzersiz, obezite tedavisinde tek başına etkili değildir. Günümüzde kabul edilen en iyi yöntem diyet ve egzersiz kombinasyonudur.” değerlendirmesinde bulundu.

“Dayanıklılık ve kuvvet egzersizleri birlikte yapılmalı.”

Dr. Öğr. Üyesi Kocaağa, yaş aldıkça dayanıklılık egzersizleri ile kuvvet egzersizlerinin mutlaka yapılması gerektiğine vurgu yaptı; 80 yaşını aşmış bireylerin uzun yürüyüşler yapabildiklerini gördüğümüzü, bunun dayanıklılık açısından önemli olduğunu ancak bunların mutlaka ağır şişe kaldırma, lastik çekme ve benzeri kuvvet egzersizleri ile desteklenmesi gerektiğini uygulamalarla anlattı.

Uzm. Dr. Bolu, obezite ve kronik hastalıklarla mücadele konusunda önemli bilgiler verdi

Bolu İl Sağlık Müdürlüğü’nden Uzman Dr. Filiz Bolu ise, “Obezite ve Kronik Hastalıklarla Mücadele” konusunda sunum yaptı. Kronik hastalıklar hakkında bilgi veren Bolu, en sık görülen kronik hastalıkların iskemik kalp hastalıkları, Tip-2 diyabet, KOAH, kanser ve inme olduğunu söyledi. Yaş, cinsiyet ve birinci derece akrabalarda erken yaşta kalp ve damar hastalığı öyküsünün kronik hastalıklarla ilişkili değiştirilemez risk faktörleri; fiziksel hareketsizlik, sağlıksız beslenme, tütün ve alkol kullanımının ise kronik hastalıklarla ilişkili değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu örneklerle açıkladı.

Sağlık Bakanlığı’nın “Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı”, “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı”, “Türkiye Böbrek Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı”, “Türkiye Diyabet Programı” ve benzeri programlar hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

Atölye uygulamasında smoothie yapıldı 

Sunumların tamamlanmasının ardından atölye çalışması gerçekleştirildi. Doç. Dr. Aylin Akoğlu liderliğindeki çalışmada anneler, sağlıklı smoothie hazırlanışını uygulamalı olarak öğrenme fırsatı yakaladı. Öğle yemeğinin ardından ilk gün sona erdi.

Hızlı Erişim